HAYAL GÜCÜNÜN ÜRÜNÜ / A FIGMENT OF ONE’S IMAGINATION

Bahadır Çolak, Ebru Yılmaz Kale, Ece Akay, Tuğberk Selçuk

 

 

 30 Mayıs May  /  29 Haziran June  2013

Daire Galeri, 30 Mayıs – 29 Haziran tarihleri arasında Bahadır Çolak, Ebru Yılmaz Kale, Ece Akay ve Tuğberk Selçuk’un üç boyutlu işleri ve yerleştirmelerinden oluşan “Hayal Gücünün Ürünü” isimli grup sergisine ev sahipliği yapıyor.

Benedetto Croce’nin de söylediği gibi “Sanatçı, hayal gücünü ve yaratıcı yanını kullanarak doğadan aldığı izlenimleri ayıklar, birleştirir ve bir anlatıma dönüştürür.” Ortaya çıkardığı üretim, kendi estetik tavır ve değerlerini kattığı, geçmişe ait belleğinden ve “phantasia”larından izler taşıyan yeni bir oluşumdur. Duygusal ve düşünsel bir etkinlik olmakla birlikte, o ana özgü ve özeldir. Bu çerçevede ele alınabilecek algı, bellek, akıl, phantasia kavramları sanatsal üretimin tetikleyicisi olarak düşünülebilir. Sanatçıların kendi bireysel duruşları, estetik beğeni ve tercihleri, yaşam şekilleri, hem malzeme kullanımı hem de form olarak birbirlerinden apayrı çalışmalar ortaya koymalarını sağlamaktadır. Ayrıca sergide yer alan tüm çalışmalar, sanatçıların kendi hayal güçlerinin özgün üretimleri olarak, farklı konulara referans verirken hayal gücünün üç boyutta cisimlenmesine de örnekler oluştururlar.

Bahadır Çolak’a göre yaşam sınırsız bir dengeye sahiptir. Böyle bir dengenin işleyişini mümkün kılacak kilit nokta ise bireyleri ve sonrasında toplumları içine alacak bir tür ‘sistemler bütünü’dür. Bu bütün içinde birey zamanla silikleşir ve sistemin bir parçası haline gelir. Öte yandan, sistemi oluşturan her birimin kendi içerisinde doğal olarak geliştirdiği ‘denge’ ise kendini yok edebilecek en önemli öğeyi ‘direnç’i baz alarak gelişmeye devam eder. Sanatçı, ele aldığı bu kavramları, kendi kişisel yaklaşımında heykel-sistem ilişkisine dönüştürmüştür. Silindir formlarda şekillenen insanlar, bireysel ya da kolektif olarak istem dışı direnç göstermektedir. Karşılıklı olan bu hareket ve etki, sistemin ayakta kalabilmesinin ve dengesinin en önemli nedenlerindendir.

Ebru Yılmaz Kale’nin tek bir formun tekrarı ile sağladığı güçlü, dinamik, akıcı ve devinimli heykellerinde, tüm birimler kendilerini çok da ele vermeden yeni ve kendilerinden farklı bütün formlara dönüşür, sonsuz ve hacimli bir döngü oluştururlar. Yaşam döngüsünün akıcılığı ve sonsuz tekrarı, her birimin hareket etme, yer değiştirme, yol alma endişesiyle devinimi, çabası ve her defasında kaçınılmaz bir şekilde güçlü bir bütünün parçası haline gelişi, sanatçının çalışmalarının da odak noktasını oluşturur.

Ece Akay ise son dönem çalışmalarında heykelde yazı ve form ilişkisine odaklanıyor; bir anlamda, ‘çağdaş yazı(t)lar’ üretmeyi amaçlıyor. Yaptığı çalışmalarda, yazının nesne/form ile olan ilişkisini unutmadan, yazıyı formun ‘yapısal’ bir ‘ek’i olarak kullanıyor. Sanatçıya göre, her ek gibi kıyıda kalmaya ‘mahkum’ edilen yazının görevi de formun bütünselliğini yeniden kurmaktır. Bir yandan ek/yazı, bir fazlalık ve kendi kendine tamam olana yapılan bir eklemeyken, diğer taraftan da, bütündeki eksikliği açığa çıkaran ve onu örtmek için çağrılan ‘yapısal’ bir elemandır.

Tuğberk Selçuk farklı malzemeleri, birbirlerini bütünleyecek şekilde kullanarak yaptığı heykellerini iki katmanda incelemeyi öneriyor. İlki, dikkatsiz bir izlencenin kolayca gözden kaçıracağı ve görsel zevklerin tatmin edilmesi amacına yönelik olarak yapıldığını düşündürecek, bir tür tuzak niteliğinde. İkinci katmana ulaştığımızda ise literal bağlamda çıldırmanın uzaktan göründüğü kadar kötü olmadığını, büyümemizin ve ciddi olmamızın zaruri olduğu bir dünyada hayatta kalmanın -düzene uyup büyümeyi, sıkıcılaşmayı ve renksizleşmeyi gerektirdiği bu ortamda, çizgiden taşmanın ve boyama kitabını taşırmanın korkulacak bir şey olmadığını hatırlatıyor.

“Hayal Gücünün Ürünü”, 30 Mayıs – 29 Haziran tarihlerinde, Salı-Cumartesi günleri 11.00-19.00 saatleri arasında Daire Galeri’de görülebilir.

Açılış: 30 Mayıs – 18.00
Adres: Boğazkesen Cad No:65D Tophane 34433 Beyoğlu İstanbul